Çarşamba , Kasım 6 2024

Çin Nazi Kamplarındaki Tutuklular Organları için Öldürülüyorlar.

TANIK Dr. ENVER TOHTİ : ÇİN ORDUSU UYGUR TUTUKLULARI ORGANLARI İÇİN KATLEDİYOR.. Dr. Enver Tohti, Çin’in  Uygur bölgesinin başkenti Urumçi’de  bir Hastanede  cerrah olarak çalışırken, kişisel olarak Uygur mahpuslarının organ toplama işlemini gerçekleştirdi. Bu teknikler daha sonra ifadelere göre  hapishanede bulunan Falun Gong müritlerine de uygulandı.      (Li Zi / Epoch Times)

“ Çin’de birisi bir organa ihtiyaç duyduğunda, o gün  Hapishane’de tutulan bir tutuklu veya hükümlü  birileri mutlaka  ölecek.”  İsabel Van BrugenDr. Enver Tohti,  Uygur bölgesinin  başkenti    Urumçi’de  bir  Hastane’de cerrah olarak çalışırken, kişisel olarak Uygur  hükümlülerin  organlarını  toplama işlemini gerçekleştirdi.  Anlattığına göre bu  işlem ve teknikler  daha sonra  Hapishanede bulunan Falun Gong  müritleri için  de  uygulandı. (Li Zi / Epoch Times)Tanıklar, Çin Ordusunun Organları İçin Uygurları Katletmekten Çekinmediklerini  Söylüyor. Dr.Tohti Çin’in kuzeybatısındaki Uygur bölgesindeki  gizli “ Yeniden Siyasi  Eğitim” kamplarında gözaltına alınan Uygurların  organlarının 1995 yılında  yürürlüğe konan bir yasal prosedüre göre  ameliyetla alınmakta   olduğunu,bu organ satma işleminin  eskiden beri  Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından   devlet hazinesine gelir (kar için) sağlamak için yapıldığını ifade ediyor.

Eski Uygur cerrah Dr. Enver Tohti, 23 yıl önce  çalıştığı  Hastanede düşman olarak tanımladıkları  Uygur mahkum ve tutukluların Karaciğer ve  ve böbreklerini  zorla çıkararak satmak için  canlı mahkumların bu organlarının alınmasını Baş Hekim/Cerrah tarafından emredildiğini ve kendisinin de verilen bu görevi  yerine getirmek zorunda kaldığını söylüyor.

ÇKP’nin Sincan’ın etnik azınlıklarına yönelik baskıcı politikaları tırmandırmasıyla ilgili Epoch Times’a konuşan Tohti, “ Çin’in bu  Canlı organ toplama ve satma”  işleminin  halen  de eskisi gibi devam ettirdikleri inancında olduğunu belirtiyor.  “ÇKP,  yönetiminin  bölgede yaşayan  ve Türkçe konuşan etnik Müslüman Uygurların organlarını çalarak satma uygulamasının normal bir  işlem olarak yıllardan beri sürdürüldüğünü de söylüyor.

Çin  Uygurların Organlarını Etnik Soykırım Amacı İle  Zorla Alıyor

Dr.Tohti,  Çin’in bu acımasıız organ çalma ve satma işlemini  neden  yapmış olabileceği yolundaki sorumuzu ise şöyle cevaplandırdı ; “ Çin yönetimi  kendilerine  organ temin etmeleri yolunda talep geldiğinde  veya kendileri satmak için ihtiyaç duyduğunda  o  gün derhal bir Uygur mahkumu katlederek organlarını canlı olarak sattığını ve bu acımasız ve insanlık dışı uygulamayı  ise ÇKP yönetiminin ırkçı ve ayırımcı   düşünce ve tutumu sebebiyle yaptığını de belirtiyor.

Bir Milyon Uygur ve Kazak Kamplarda

ABD Kongresi-Çin İşleri  Komitesi  ve Birleşmiş Milletler tarafından  açıklanan  rakamlara göre,  halen Uygur bölgesinde “1 milyondan fazla”  Müslüman Uygur ve Kazak’ın   hiç bir yasal dayanak olmadan  hapiste olduğunu belirtiyor.  Çin’in internet üzerinden 9 Ekim 2018 tarihinde  yaptığı açıklamalara göre ise  kendilerine yöneltilen bu suçlamaları ilk kez kabul ve itiraf ediyor.  Bölgede yaşayan Müslüman azınlıkları   hukuk kuralları işletilmeden ve yargısız   bir şekilde  gözaltına almaya devam edildiğini bildiriyor.

ÇKP yetkilileri,  Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman azınlık  halk arasındaki kitlesel tutuklamaların, devletin ülkedeki  “dinsel aşırılık- Etnik  Ayrılıkçılık ve Terörizm” ile mücadele  kapsamında  ve ayrıca “ Üç Kötülük’e ”  karşı önlem alma operasyonlarının bir parçası olduğunu ileri sürüyorlar.  Bölgedeki Uygurlar ve diğer etnik azınlıkların çoğunluğu İslam dinine inanıyorlar . ÇKP’nin “aşırılıkçıların  tehditleri”   iddialarının   nedenleri, bölgedeki Uygurlar ve diğer azınlık gruplarını bu gerekçeleri ileri sürerek  daha sıkı ve daha  katı  bir şekilde kontrol  ve gözetmek   olduğu anlamına gelmektedir.

ÇKP yönetimi aylardan beri kendilerine yöneltilen Toplama Kampların  ve Eğitim Tesislerinin  varlığını reddediyorlardı. Ancak,  Bölgesel Yönetim  yetkilileri 9 Ekim’de  bu  kampların varlığını  resmi olarak “ Mesleki eğitim merkezleri ” olarak  tanımlayarak kabul etmiş bulunuyor.  Bu kamplarda   hapsedilen  tutukluların  her zaman  risk altında olduğuna inanılıyor.Ancak,Çin  bu tutukluları “ Mesleki yönden eğitmek ve  Yeniden dönüştürmek” için kullanılmakta olduğunu öne sürüyor.

Toplama Kampı Mağduru Ömir Bekali’in Anlattıkları

İş seyahati yapmak   ve Ana babasını ziyaret etmek amacı ile gittiği Uygur bölgesinde tutuklanan önce 7 ay hapiste tutulduktan sonra Toplama kampında bir ay kadar tutulan  ve daha sonra vatandaşı olduğu Kazakistan yönetiminin girişimi ile serbest bırakılan   54 yaşındaki bir Kazakistan uyruklu eski Uygur bölgesi sakini Ömir Bekal  Epoch Times’a  şunları açıklıyor ;

” ÇKP yönetimi Toplama Kamplarına hapsettiği  tutukluları  iki gruba ayırıyordu ;

1.- Yurt dışında  yaşayan aile üyeleri bulunanlar

2. Yurt dışında yaşayan  aile üyeleri olmayanlar.

ÇKP yetkilileri bu   sınıflamalara göre tutukluların organlarını çalıyorlar.  Böylece “organ  çalma-satma ”  işlerini   daha sorunsuz  icra edebiliyorlar. Böylece  ülke dışından yakınları olanlardan  kimseyi  organları için  öldürmüyorlar.  Ancak,yurt dışında kimi ve kimsesi olmayanların organlarını  sormadan ve sorgulamadan organ çalma işini yapıyorlar. Bekail  bunları anlatırken  canlı organları çalınarak satılanlardan bazılarının isimleri bildiğini ancak onların can  güvenliğinden  endişe ettiği için isimlerini  açıklayamayacağını de ifade ediyor.

Yurt dışında (Denizaşırı ülkelerde örneğin ABD,Kanada veya Avustralya) yaşayan  aile üyeleri olmayan tutuklulara  “arkalarında numaralandırılmış” üniforma verildiğini ve  bu numaralandırılmış kıyafetleri ile ” Tıbbi Kontrol ”  için hastaneye gönderildiklerini söylüyor.

Dr,Tohti . Çin, Yurt Dışında Yaşayan Yakınları Olanların Organlarını Çalmaktan Çekiniyorlar

İngiltere’de yaşayan  Dr.Enver Tohti,  ÇKP.işgal yönetiminin tutukluların bazılarının yurt dışındaki bağlantılarına dayanarak  onları  ayırmalarının sebeplerini ise şöyle açıklıyor ; Tutuklunun organları alındığı takdirde bu kişinin yurt dışında yaşayan yakınları  bu durumu medyaya yansıtarak Çin aleyhinde kullanabileceğini belki de  uluslar arası toplumun bu  cinayeti  öne sürerek Çin’in içişlerine uluslararası  düzeyde karışabileceği ve  tepki gösterebileceğini ve  Çin’e baskıların sürdürmesine yol açabileceği  mantığı ile  böyle farklı uygulamalar yaptığını düşünüyorum. ÇKP,  tutukluların yurt dışındaki aileleriyle temas kurup kurmadıklarını biliyorlar ve sürekli takip ediyorlar. Aileleri  bu detayları  dünyaya anlatacaklarından çok endişe ediyorlar. Bu durum ise,ÇKP.yönetimini çok zor duruma sokabilecektir.”  dedi.

Bölge’de Yaşayan  Müslüman Azınlıklara Karşı  Sıkı Sağlık Kontrolleri Yapılıyor
Eylül 2016’dan itibaren, Sincan’daki Çinli yetkililer, “Genel Halk Sağlığı Muayene Projesi” veya “Genel Sağlık  Projeler için Fiziksel Uygulamalar ” adlı bir kampanya düzenleyerek 12 – 65 yaş arası  azınlık  Uygur Müslümanlara   ” ücretsiz zorunlu sağlık kontrolü Hizmetlerini ” zorla dayatıyor.

Özgür Asya radyosunun (Radio Free Asia -RFA) bu uygulamalar ile verdiği haber şöyle ;  ” Genel sağlık taramasından geçirilen Uygurların kalp,  Kan gurubu, DNA, idrar ve elektrokardiyogram, x-ışınları ve ultrason aygıt ve yöntemleri kullanarak kan şekeri dahil tüm verileri elde edilerek  veribankasında arşivleniyor.”

Dr.Tohti ÇKP yönetiminin bu örnekleri belirleme ve arşivleme işlemleri için şu ifadeleri kullanıyor ;  “ Uygurlara yönelik   doku eşleşmesi yaptıklarından şüpheleniyorum. Çünkü,bölgede yaşayan her Müslüman Uygur ve Kazak bu genel sağlık Taramasını  yaptırmak zorunludur  ve bu işlemden kimsenin  kurtulması ve yaptırmaması  asla  mümkün değil.Bu işlemlerde Kimse bağışlanmaz, zorunludur. “diyor.

Çin’in devlet medyası Xinhua , 2017 yılında Tibet’teki nüfusun yüzde 90’ında benzer sağlık kontrolleri gerçekleştirildiğini bildirdi .

Xinhua ayrıca ,  bu testlerden “ bölge halkının çok iyi şekilde  yararlandığını” ve “doktorların Tüberküloz tanısı koymasına yardım edebildiğini” de ayrıca iddia ediyor. Kaynak : uyghurnet.org

Ayrıca Kontrol Et

TİP Hain Emirleri, şerri kadı Abdullah Mansur’u ABD karşıtı olduğu için esir aldı.

CIA / TİP Ortaklığına karşı çıkan Türkistan İslam Partisi Şerri kadısı Abdullah Mansur. Amerikan İşbirlikçisi …